Ana içeriğe atla

Hollanda’nın Kilit Taşı: Su

Hollanda’nın bir su ülkesi olduğunu biliyoruz. Nederland isminin Hollandaca anlamı da “alçak toprak, alçaktaki ülke” yani deniz seviyesinden aşağıda anlamına gelmektedir. Hollanda topraklarının %20’si denizin doldurulması veya bataklıkların kurutulması ile elde edilmiştir. Hatta Amsterdam Schiphol Havalimanı, 1916’da Haarlemmermeer Gölünün (Haarlemmermeer Lake) kuruduğu arazide yapılmaya başlanmıştır. Bu göl 1800’lü yıllarda fırtınalarla birlikte Amsterdam ve Leiden gibi şehirleri sele teslim ettiği için gölün kurutulması kararı alınmış ve sonrasında kazanılan topraklarda yerleşimler oluşmaya başlamıştır. Bugün halen gölün kuru kalmasını sağlamak için pompa istasyonları çalışmaya devam etmektedir.

Amsterdam Schiphol Havalimanı Konumu

Su Hollanda’nın bir parçasıdır. Hollanda’nın %26’sı, dörtte birinden fazlası deniz seviyesinin altındadır ve %50’si deniz seviyesinden 1 metre veya daha fazla yüksektedir. Bu sebeple Hollanda en iyi taşın koruma sistemlerine sahiptir. Rijkswaterstaat, Ministry of Infrastructure and Water Management ve District Water Boards Hollanda’da taşkınlarının önlenmesinde, temiz suya ulaşmada ve herkese eşit kalitede suyu sağlamada görevlidir. Ayrıca iller ve belediyelerde su yönetiminden sorumludur.

Rijkswaterstaat, büyük nehir ve göllerde, Kuzey denizinde ve Wadden denizinde su seviyesini kontrol altında tutmak, su kalitesini iyileştirmek hem doğa hem de tarım için uygun hale getirmek için çalışmaktadır. Ministry of Infrastructure and Water Management, temiz, güvenli ve sürdürülebilir bir çevrede etkin su yönetimi sağlayarak, sele karşı dayanıklı karayolları, demiryolları ve su yolları oluşturmak için çalışmalar yapmaktadır. District Water Boards ise su kanalları ve polder su yolları gibi bölgesel sulardan sorumludur. Ülkeyi selden korumak, tarımsal arazilerin yeterli suya erişmesini, atık suların arıtılmasını sağlayan bir kuruldur. Eğer Hollanda su yönetimi konusunda bu kadar tecrübeli olmasaydı ve deniz seviyesinden alçakta olan bölgelerin sele maruz kalmasıyla ülkenin haritası aşağıdaki gibi olurdu.

Hollanda’nın Sele Maruz Kalması Durumunda Haritası

Görsel Kaynağı: https://netherlandsinsiders.com/how-much-of-the-netherlands-is-below-sea-level/

Hollanda’nın en önemli amaçlarından birisi suyla uğraşmaktır. Suyun Hollanda’lılar için olumsuz tarafı, tarih boyunca sele ve taşkınlara maruz kalmalarıdır. Su altında kalma riskine karşı sürekli; yeni, sürdürülebilir, akıllı ve teknolojik çözümler üretmeleri gerekmektedir. Eğer yaptıkları setler, barajlar ya da bariyerle olmasaydı Amsterdam, The Hague, Rotterdam gibi şehirler sele maruz kalabilirdi. Hollanda'nın gayri safi yurtiçi hasılasının üçte ikisi taşkın eğilimli olan arazi yüzey alanların %55'inde üretilmektedir. Yani teknik olarak bir sel durumunda ekonomik zararı çok büyük olacaktır. Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Sigrid Kaag da bir konuşmasında “Dünyaya açılan kapımız ve aynı zamanda sürekli bir tehdit olan Kuzey Denizi sayesinde her konuya kapsamlı şekilde yaklaşan açık fikirli ve yaratıcı insanlara dönüştük” demiştir.

Deniz seviyesine göre Hollanda’ya bakılacak olursa; koyu mavi alanlar deniz seviyesinin altındadır. Koyu yeşil alanlar, deniz seviyesinin biraz altındadır ama yine de sel baskınlarına karşı savunmasızdır.  Açık yeşil, sarı ve turuncu alanlar, ortalama deniz seviyesinin çok üzerindedir. Kırmızı çizgiler ise doğal savunma amacıyla yapılan setleri göstermektedir.

Deniz Seviyesine Göre Hollanda

Görsel Kaynağı: https://netherlandsinsiders.com/how-much-of-the-netherlands-is-below-sea-level/

Hollanda’nın kendine özgü bir coğrafi şekli vardır. Bu özgünlüğü polderler, setler ve su kanalları, hendekler sayesinde sağlamaktadır. Polder, setler yardımıyla denizden kazanılan toprak anlamına gelmektedir. Bir toprak alan elde etmek için, sulak alan öncelikle setlerle çevrilir. Setlerin içinde kalan su yel değirmenleri ve elektrikli su pompalarıyla boşaltılır ve kurutulur. Oluşan polder kurusa bile alanın gelecekte de kuru kalması için yel değirmenleri veya pompalar çalışmaya devam etmektedir. Drenajın sağlanması adına da su kanalları yaparak kalıcı hale getirilmiştir. Set kelimesi Hollandaca’da “dam, dijk” kelimelerine karşılık gelmektedir. Bu sebeple Hollanda’da yer isimlerinde sık karşılaşabilecek bir durumdur; Kinderdijk, Houtribdijk, Amsterdam, Rotterdam, Volendam, Edam.

Havadan Polder Görüntüleri- Saadet Gökmen Arşivi

Her ülkenin kendine ait simgesi olduğu gibi Hollanda’nın da birçok simgesi vardır. Özellikle bu simgelerde tabii ki su ile alakalıdır. Hollanda denildiğinde akla gelen ilk şeyler yel değirmenleri, su kanalları, lale bahçeleri ve tahta ayakkabılardır. Yel değirmenleri Hollanda için, toprak arazi oluşturmak amacıyla suyun tahliye edilmesini sağlayan bir unsurdur. Elbette sonrasında sadece bu amaçla sınırlı kalmamıştır. Gelişen teknolojiyle birlikte pompalar kullanılmaya başlanmış ve yel değirmenlerinin bir kısmı da işlevini yitirmiştir. Günümüzde halen binden fazla yel değirmeni bulunmaktadır. Bu süreçte insanlar sulak alanlarda çalışırken ayaklarını kuru tutmak, amacıyla klompen adında tahta ayakkabılar giyerlerdi. 

Volendam Yel Değirmeni- Saadet Gökmen Arşivi

Kazanılan toprak arazilerin devamlılığı için su kanalları inşa edilmiş ve bu kanallar kentlere entegre edilerek ayrıca bir peyzaj ögesi olarak da kullanılmıştır. Lale ise kumlu, taşsız ve killi topraklarda verimli yetişen bir tür olduğu için tercih edilmiştir. Lale Osmanlı İmparatorluğu’nda yetiştirilirken 16. Yüzyılda Hollanda’ya tanıtılmıştır. Şu an ise dünyanın en büyük lale üreticisidir.

Saadet Gökmen Arşivi


Yararlanılan Kaynaklar:

https://pure-h2o-learning.eu/tr/trainer-in-chemistry-3/lo-9?showall=1 

https://www.netherlands-tourism.com/netherlands-sea-level/ 

https://www.holland.com/global/tourism/information/general/dutch-water-facts.htm 

https://www.dutchnews.nl/news/2019/12/as-sea-levels-rise-how-long-until-the-netherlands-is-under-water/ 

https://netherlandsinsiders.com/how-much-of-the-netherlands-is-below-sea-level/ 

https://www.rijkswaterstaat.nl/water/waterbeheer 

https://www.government.nl/topics/water-management/water-management-in-the-netherlands 

http://www.deltawerken.com/Watermanagement/1600.html 

https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/07900627.2017.1372273 

https://dutchreview.com/culture/society/tulips-in-the-netherlands-dutch-thing/



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hollanda’da Suyun Planlanması ve Yönetimi

Peki Hollanda suyu, kente ve planlamaya nasıl entegre etmiş, bir peyzaj ögesi olarak nasıl kullanmıştır? Hollanda’nın su yönetiminde çok iyi olduğunu biliyoruz. Kurulan bu yönetim mekanizması yaklaşık 300 yıldır vardır. İlk Hollanda Bölgesel Su Otoritesi ise 13.yüzyılda kurulmuştur. Günümüzde yaklaşık 11.000 kişiyi istihdam eden 21 bölgesel su idaresi ile suyun yönetimi devam etmektedir. Su yetkilileri bölgeleri selden koruma, su kalitesini yönetme, su fazlalıklarını ve kuraklıkları gibi konular üzerinde çalışmaktadır. 1953’te Hollanda’nın güneybatısında yaşanan sel felaketiyle birlikte 1990’ların başında kıyılar da sulara teslim olmuştur. Hükümet bu tür olayların tekrar yaşanmasını önlemek amacıyla da Delta Proramı adında bir plan ortaya koymuştur. Bu program ülkeyi selden korumak, aşırı hava olaylarının etkisini azaltmak ve tatlı su kaynaklarını güvence altına almak için çalışmaktadır. Bu programın amacı; Hollanda’yı günümüzde ve gelecekte selden korumak, yeterli miktarda tatlı s...

Hollanda Konut Alanları ve Politikaları

Hollanda’nın konut politikaları açısından tarihsel gelişimine bakılacak olursa ilk olarak 1900’lü yıllarda konut politikalarını ortaya koymuştur. Hatta sosyal konut politikaları 1800 yılların sonuna kadar dayanmaktadır. 1901’de Konut Yasası anlamına gelen Housing Act yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hollanda’daki büyük konut eksikliğini gidermek ve kötü yaşam şartlarını iyileştirerek insanlara temel hayat koşullarını sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Merkezi hükümet bu yasa ile 3 ana hedef belirlemiştir: Sosyal konut birlikleri ve yapımı için finansman, kira seviyesini korumak için ödenekler ve konut kalitesini koruma amaçlı inşaat kanunlarıdır. 1950’lere kadar sosyal konut yapımı teşvik edilmeye devam edildi. 70’lerde yaşanan ekonomik kriz sebebiyle konut satın almak çok zor hale gelmişti. Bu sebeple de birçok konut kiralık evlere dönüştürülmüştü. Ev sahipliği konusu da yıllar geçtikçe düşmeye devam etmiştir. Bu süreçte hükümetin tek amacı evsizliği azalt...